İnternetteki İlginç Bilgiler


İnternetteki İlginç Bilgiler

İnternet  ve dijital teknoloji hayatımızın daha büyük bir parçası haline geldikçe, daha fazla veri kamuya açık hale geliyor ve gizlilikle ilgili sorulara yol açıyor. Peki, bilgimizin güvenliğinden ve gizlilik hakkımızdan ödün vermeden büyüyen dijital dünya ile nasıl etkileşime giriyoruz?

Yeni bir dil öğrenmek istediğinizi düşünün. ‘Almanca zor bir dil mi?’ telefonunda. Bir bağlantıyı tıklar ve Almanca öğrenmek için tavsiye içeren bir makale okursunuz. Almanca kursları bulmak için bir arama işlevi vardır, bu yüzden şehir adınızı girersiniz. Yakınınızdaki kursları bulmak için konum hizmetlerini etkinleştirmenizi ister. ‘Kabul et’i tıklayın. Daha sonra onun tavsiyesini istemesi için bir Alman arkadaşınıza mesaj gönderirsiniz. Onu sosyal medyada aradığınızda, bir kitap için bir reklam ve Yeni Başlayanlar için Almanca adlı bir uygulama anında açılır. Aynı günün ilerleyen saatlerinde, e-posta gönderirken, yerel bir dil okulunda size indirim sunan bir reklam görürsünüz. Nasıl bildiler? Basit cevap çevrim içi veridir. Aramanızın tüm aşamalarında, cihazlarınız, web siteleriniz ve uygulamalarınız tercihleriniz hakkında veri topluyordu ve çevrim içi davranışınızı izliyordu. ‘Onlar’ seni takip ediyorlar.

Verilerimizi kim kullanıyor ve neden?

Geçmişte, insanların kişisel bilgilerini takip etmeleri kolaydı. Malları gibi, insanların bilgileri çoğunlukla fiziksel formda mevcuttu: Kağıtta, bir klasörde tutulur, bir dolapta veya ofiste kilitlenir. Bugün kişisel bilgilerimiz çevrim içi olarak toplanıp saklanabilir ve her zamankinden daha fazla kişi tarafından erişilebilir. Bir çoğumuz fiziksel konumumuzu, seyahat planlarımızı, politik görüşlerimizi, alışveriş ilgi alanlarımızı ve aile fotoğraflarımızı çevrim içi olarak paylaşıyoruz – paket servisi olan restoran siparişi vermek, uçak rezervasyonu yapmak, ankete katılmak veya yeni kıyafetler almak gibi temel hizmetler artık gerçekleşiyor çevrim içi ve verilerimizi vermemizi gerektirir.

Yaptığınız her arama, kullandığınız hizmet, gönderdiğiniz mesaj ve satın aldığınız ürün ‘dijital ayak izinizin’ bir parçasıdır. Şirketler ve çevrim içi platformlar, tam olarak ne yaptığımızı, hangi bağlantıları tıkladığımızdan bir web sitesinde ne kadar zaman geçirdiğimize kadar izlemek için bu ‘ayak izini’ kullanır. Çevrim içi etkinliğinize bağlı olarak, neyle ilgilendiğinizi ve satın almak isteyebileceğiniz şeyleri tahmin edebilirler. Sizin hakkınızda çok şey bilmek çevrim içi platformlara ve şirketlere çok fazla güç ve çok para verir. Verilerinizi satarak veya hedeflenmiş içerik sağlayarak şirketler çevrim içi etkinliğinizi kâr haline getirebilir. Bu büyüyen dijital pazarlama endüstrisinin temelidir.

Verilerinizi koruyabilir misiniz?

Evet ve hayır!

Bazen kişisel verilerimiz rızamızla çevrim içi olarak paylaşılır. Doğum günümüzü, fotoğraflarımızı ve hatta görüşlerimizi çevrim içi olarak sosyal medyada paylaşıyoruz. Bu bilgilerin herkese açık olduğunu biliyoruz.  Ancak, verilerimiz genellikle fark ettiğimizden daha ileriye gider ve niyet etmediğimiz şekillerde kullanılabilir. Kişisel verilerin kaybolduğu, sızdırıldığı veya rızası olmadan paylaşıldığı veri ihlallerine ilişkin bazı haber skandalları, son zamanlarda insanları çevrim içi bilgi paylaşmanın potansiyel tehlikeleri hakkında daha fazla bilgilendirdi.

Verilerimizi korumak için herhangi bir şey yapabilir miyiz? Yoksa aslında hiçbir şeyin ‘ücretsiz’ olmadığını ve verilerimizi paylaşmanın birçok çevrim içi hizmeti kullanmak için ödemek zorunda olduğumuz fiyat olduğunu kabul etmeli miyiz? İnsanlar veri korumasının giderek daha fazla farkında ve endişe duyduklarından, hükümetler ve kuruluşlar mahremiyetin korunmasında daha aktif bir rol oynamaktadır. Örneğin, Avrupa Birliği kişisel bilgilerin çevrim içi olarak nasıl toplanacağını düzenleyen Genel Veri Koruma Yasasını kabul etmiştir. Ancak, daha yapılacak çok iş var.
Sosyal Medyada Paylaş Whatsapp Facebook Twitter Google+

Etiketler: , , , , , , , , ,
Eklenme Tarihi: 17 Mayıs 2020

Facebook Yorumları

Konu hakkında yorumunuzu yazın